24 Eylül 2013 Salı

 06:41         No comments
Hayatta Kalma Oyunu Nether'dan İlk İzlenimler
Phosphor Games'in hayatta kalma temalı oyunu Nether'ı merak edenler için biraz daha derinlere iniyor ve oyunla ilgili en önemli bilgileri bu yazımızda sizlere sunuyoruz.
 
Nether'ı ilk duyduğumuzda biz de diğerleri gibi başka bir zombi ve hayatta kalma temalı shooter oyunu bekliyorduk aslında. Fakat duyurulduğu günden beri yayınladığı videolara baktığımız zaman Nether'ın aslında bu bahsettiğimiz türden baya farklı bir oyun olarak karşımıza çıkmaya hazırlandığını söyleyebiliriz. 
 
Oyunun arka plan hikayesi yakın bir gelecekte geçiyor ve ''The Cull'' olarak adlandırılan büyük bir mutasyon olayından sonra başlamakta. The Cull nedeniyle nüfusun neredeyse tamamı mutasyona uğrayarak insansı yaratıklar haline geliyor.
 
Nether'ın evreni oldukça büyük ve gizemli harap binaların ve enkazların topluluğundan oluşuyor. Engelli araçlar ve çok kısıtlı kaynakların bulunduğu bu gezegende hayatta kalmak için gerçekten büyük çaba sarfetmeniz gerekecek. Binaların içerisine girerek oldukça şaşırtıcı manzaraları görebilmeniz veya mükemmel keskin nişancı noktaları yakalamanız mümkün ancak her an bir düşman tarafından arkadan enselenme ihtimalinizin de bulunacağını söylemeden geçmeyelim.
Özellikle ünlü zombi ve hayatta kalma oyunu DayZ'ye benzeyen oyun mekanikleri ve görselleri ile dikkat çeken Nether'ın içerisinde bulundurduğu her sunucusunda 64'e kadar oyuncu barındırma kapasitesine sahip olduğunu da belirtmekte fayda var.
 
Amerika Birleşik Devletleri'nin nüfus bakımından en büyük şehirlerinden birisi olan Chicago'da geçen bir hikayesi bulunan Nether'ın en güzel özelliklerinden birisi ise; oyunda bulunan çeşitli yapıları ele geçirerek bu bölgeleri güvenli bir şekilde sığınak olarak kullanabilecek olmanız.
 
Gelelim oyunun yaratıklarına. İlk olarak; oyunda sizi bol bol kovalayacak olan yarı kör mutantların işitme duyularının oldukça kuvvetli olduğunu söyleyelim. Bu yüzden en ufak bir çıtırtıda bile size dönme ihtimalleri neredeyse yüzde yüz. Tek başınıza bir yaratığı öldürmek de ayrıca zor olacak. Bu da oyunun kooperatif yönünü ortaya çıkaran en önemli etkenlerden birisi. Yani kısacası biraz aklınız varsa; yanınızda birisi olmadan bir mutanta girişmemenizi kesinlikle tavsiye ediyoruz.
 
Gizlilik ve sessizliğin hayatta kalmak için birinci koşul olduğu Nether'da, oyunun demo videolarında tek bir tür gösterilmiş olmasına rağmen, yayınlanacağı zaman 3 farklı kategoride düşman yer alacak. Bu türleri HunterHulk ve Shrieker olarak adlandırabiliriz. Demo videolarında sık sık gördüğümüz Hunter'ın yanında ikinci tür olan Shrieker, yakın mesafede bulunan düşmanları başınıza toplayacak olan bir tür izci iken, üçüncü tür olan Hulk ise daha ağır hareket eden ancak vurdu mu da oturtan cinsten bir yaratık olacak.
Bu üç türün dışında mutasyon geçiren bu halkın arasında ayaklarını yere sürüyerek ağır ağır hareket eden, pek de agresif olmayan ve isteğe bağlı olarak saldırıp kolayca öldürebileceğiniz başka yaratıklar da ortalıkta dolaşacak. Oyunun firması Phosphor Games'in planlarında ise bu nötr yaratıkların gelişimini tamamen oyunculardan gelecek olan geri bildirimlere göre şekillendirmek var.
 
Bu yaratıkların dışında kalan nüfusu ise siz ve sizin gibi hayatta kalmaya çalışan diğer oyuncular oluşturacak. Yalnız başınıza savaşmak veya diğer oyuncularla bir grup kurmak ya da gruplar arası çatışmalara katılmaksa Nether'da tamamen sizin seçiminiz olacak.
 
Oyunun demo videolarından izlediğimiz kadarıyla; multiplayer oynanış yapısı ve Unreal 3 oyun motorunun sağladığı grafik kalitesi, bizlere gerçekten de akıcı bir oyun deneyimi sunmaya hazırlanıyor. Arayüz ve oyun mekanikleri diğer shooter oyunları ile karşılaştırıldığında biraz ilkel görünebilir ancak bunun da oyuna ekstradan bir gerçekçilik ve gerilim kattığını söylemekte fayda var. Çünkü bu oyunda tüm sahip olduklarınız; elinizdeki silah, bir pusula ve sağlık durumunuzu gösteren bir sayaç.
 
Silahlara geldiğimiz zaman; mesafeli silahların her atışta kayda değer bir geri tepme yapması ve basit nişan alma gibi özellikleri sayesinde fazlasıyla gerçeğe uygun olarak tasarlandığını söylemek mümkün. Oyunda ağırlıklı olarak yakın dövüş silahları var ancak tabancalar, av tüfekleri veya otomatik silahlar da yine elde edebileceğiniz silahlardan olacak. Bu silahları, cephaneleri, sağlık paketlerini ve takıları öldürdüğünüz yaratıklardan ya da harita üzerindeki bazı bölgelerden toplamanız mümkün ve en önemlisi bu içerikleri dilerseniz diğer oyuncularla takas edebileceksiniz.
Nether'da sınıflara bağlı herhangi bir kısıtlama bulunmuyor fakat oyuncuların statları seviye atlamalarına göre gelişiyor. 
 
PvE oyuncularını da memnun edebilmek adına Phosphor Games harita üzerinde birçok bölgeye toplanabilecek malzemeler koymanın yanı sıra eğlenceli görev hedefleri, dumanla kaplı ana loot bölgeleri ve oyun içi hikaye temalarını da yine oyuncularına sunuyor. Ayrıca ileride PvP ve PvE'nin birbirinden tamamen ayrılması ihtimalinin de yine gelecekte oyunculardan alınacak geri bildirimlere bağlı olduğunu söylemekte fayda var.
 
Nether'da ölmek de biraz sıkıntılı. Çünkü öldüğünüz an üzerinizde bulunan tüm takı ve eşyalar da sizinle birlikte yere düşüyor. Bu yüzden öldüğünüz sıralarda etrafınızda gerçekten güvenilir arkadaşlarınızın olduğuna ve sizden düşen eşyaları düşmanlar ele geçirmeden topladıklarına emin olmanız gerekmekte. 
 
Bu sistemi aslında bir nevi savaş taktiği olarak da kullanabilmek mümkün. Oyunun geliştiricilerinin de verdiği ipuçlarına göre; düşman bir oyuncuyu sessizce takip ederek bir yaratık tarafından öldürülmesini bekleyebilir ve ardından da yere düşen eşyalarını toplayarak hızlıca olay yerinden uzaklaşabilirsiniz. Evet, bu durum kulağa biraz alçakça geliyor olabilir ama Nether'da hayatta kalmak için yeri geldiğinde dostlarınızı bile satmak zorunda kalacağınız gerçeğini de değiştirmiyor maalesef.
Savaşlardan uzak durmak isteyen oyuncuların seçeneği ise; güvenli bölge olarak işaretlenen alanlara giderek ticaret yapmak olabilir. 
 
Kuşkusuz ki; bu özelliklerin neredeyse tamamı önümüzdeki sonbahar boyunca geliştirilmeye devam edilecek. Phosphor'un planlarının büyük bir bölümünü ise bu sonbaharda başlatılması planlanan beta test aşamalarında oyunculardan gelecek olan ve yukarıda da belirttiğimiz geri bildirimler oluşturacak. Şu anda oyunun geliştirici stüdyosu daha fazla silah çeşidi, daha fazla görev, sadece PvP'ye dayalı sunucular, ek harita alanları, meslek ve üretim sistemi, özel sunucular ve yönetim araçları üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Motorsiklet ve helikoptergibi araçlarsa oyuncuların istek listesinin en üstünde bulunan dileklerden birisi ve görünen o ki; Phosphor'da bu istekleri yerine getirebilmek için önemli adımlar atmış durumda. 
 
Sistem gereksinimlerinin nispeten düşük olduğunu söyleyebiliriz ancak daha iyi bilgisayarlarda çok daha gerçekçi bir oynanışa erişebileceğinizi de şimdiden belirtelim. Nether şu an için sadece PC'ye çıkmaya hazırlanıyor ancak sevilmesi durumunda diğer platformlara da getirilebileceği söyleniyor. 
 
Yukarıda da belirttiğimiz gibi gelecek olan betanın ve erken erişim olayının bu yılın sonlarına doğru başlatılmasını beklediğimiz Nether'ın çıktığı gibi Steam'i de vuracağını düşünüyoruz. Oyunun ücreti hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı ancak tahminlerimize ve oyunun geliştiricilerinden gelen ufak bilgilere göre ortalama 20 dolar ila 40 dolar arasında bir ücrete tabi olacak. 
 
Hiçbir zaman gerçek bir dosta sahip olamayacağınız ve her an üstünüzdeki eşyaları alabilmek adına sizi ölüme terk edecek arkadaşlarla etrafta dolanacağınız bir ölüm kalım savaşı için hazır olun. Çünkü Nether bu sonbahara bomba gibi düşmeye hazırlanıyor! 
 
O halde ne diyoruz; adi olan kazansın!
Kaynak:AliveinGames

0 yorum:

Yorum Gönder

Popüler Gönderiler

Email Newsletter

Subscribe to our newsletter to get the latest updates to your inbox. ;-)


Your email address is safe with us!

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *

Can Karipcin. Blogger tarafından desteklenmektedir.